Suzanne BeHanna başlangıçta deneysel fakat potansiyel olarak yaşam kurtarıcı bir kanser tedavisini geri çevirdi.
Üç yıl ilkin, o zamanlar 62 yaşlarında olan yeni evli, 4. evre lenfoma hastasıydı, iki başarısız kemoterapi seansından hastaydı ve Houston’daki Texas Üniversitesi MD Anderson Kanser Merkezi civarlarındaki bir karavan parkında yaşamaktan bıkmıştı. 2019 sonbaharıydı ve tedavi onu teşhisten bir tek aylar ilkin yerleştiği New Mexico kırsalından 750 mil doğuya göç etmeye zorlamıştı.
Kimerik antijen reseptörü T-hücresi tedavisi, eğer evine daha yakın bir yerde mevcut olsaydı, BeHanna’ya çekici gelebilirdi. Sadece bir tek büyük nakil hastanelerinde sunulmaktadır.
BeHanna altı aydır Houston’da yaşıyordu, kendisini oldukça fena hissettiren ve kanserini durdurmayan kemoterapiden dolayı acı çekiyordu. Ölmek için eve gitmek istedi fakat kocası, eğer doktoru onaylarsa, CAR T-hücre tedavisine bir talih vermesini istedi.
Terapi, kanserle savaşmak için hastanın bağışıklık sisteminin mühim bir parçası olan T hücrelerini kullanır. New York’taki Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi’nde immünolog ve terapinin öncüsü olan Dr. Michel Sadelain, bunu “canlı bir ilaç – kansere karşı silahlandırılmış bir T hücresi” olarak tanımlıyor.
Tedavi, hastadan T hücrelerini çıkarmak için aferez adında olan bir işlemi kullanır ve ondan sonra kanser hücrelerine bağlanan kimerik antijen olan bir reseptör eklemek için hücreleri genetik olarak değiştirir.
CAR T hücrelerini yapmak ortalama 10 gün sürer, sadece yalnızca üç şirket – Bristol Myers Squibb, Gilead Sciences ve Novartis – bu tarz şeyleri ticari olarak üretmek için FDA onayına haiz olduğundan, hücrelerin infüzyon için geri alınması bir aya kadar sürebilir. Hastanın kan dolaşımına girdikten sonrasında, CAR T hücreleri çoğalır, kanser hücrelerini tanır ve onları öldürür. Tedavi işe yararsa, hastanın kanseri çoğu zaman bir ay içinde remisyona girer.
Onkologlar, ortalama 10 senedir, diffüz büyük B hücreli lenfomaya haiz BeHanna ve lenfoblastik lösemi ve multipl miyelomlu ötekiler dahil olmak suretiyle kan kanserli hastalar için klinik deneylerde CAR T-hücresi tedavisini kullandılar. Sadece yakın zamana kadar, yalnızca kemoterapi şeklinde iki başarısız daha geleneksel tedavi turuna haiz olanlar için FDA onaylıydı. Bazı kan kanseri türleri için terapi, hastaların yarısından fazlasında remisyona neden olur. Nisan ayında ilk kez FDA, kanseri bir tek bir tur daha geleneksel tedaviden sonrasında 12 ay içinde nüks eden lenfoma hastaları için CAR T-hücre tedavisini onayladı.
Daha çok insanoğlunun CAR T-hücre tedavisi için uygun olacağı iyi bir haber şeklinde görünüyor, sadece MD Anderson’da bir onkolog olan Dr. Jason Westin derhal iyimser değil. Amerikan Klinik Onkoloji Derneği’nin hükümet ilişkileri komitesi başkanı Westin, daha çok hasta uygun hale geldikçe, maliyetin – 375.000 ila 475.000 $ – sigortacıların bunu destekleme kabiliyetini zorlayacağından kaygı duyuyor.
FDA’nın tedavi eşiğini karşılayan hastalar nispeten ufak bir gruptur. Westin, “Pahalı bir tedavi gören hastaların ufak, ufak bir kısmıysa, sistem için zor fakat bir kırılma noktası olmayabilir” dedi. “Fakat bunu alan hastalar için o pasta dilimini arttırırsanız, sınırı olan kaynaklara daha çok baskı hayata geçirmeye adım atar.”
Medicare de dahil olmak suretiyle sigorta şirketleri, CAR T-hücre tedavisi için ödeme yapıyor, sadece Lösemi ve Lenfoma Derneği’ne bakılırsa, çoğu zaman aylarca evden uzakta yaşaması ihtiyaç duyulan hastaların yaşam harcamalarını karşılamıyorlar. Blue Cross Blue Shield, BeHanna’nın tıbbi harcamalarını karşıladı, sadece yaşam harcamaları için ona bir tek 5.000 doları geri ödedi; bu, kendisinin ve kocasının Houston’da yaşamak için harcadıklarının ufak bir kısmı.
Ve öteki kanserleri, otoimmün bozuklukları ve hatta enfeksiyonları tedavi etmek için teknolojiyi kullanmaya yönelik yeni araştırmalar, aslına bakarsanız kısıtlı tedarik zinciri üstünde baskı oluşturabilir.
CAR T hücreleri yapmanın büyük bir ilaç şirketine gitmenin yanı sıra daha ucuz başka yolları da var. Alberta, Edmonton’daki Çapraz Kanser Enstitüsü’nden Dr. Michael Chu da dahil olmak suretiyle klinik deneyler üstünde çalışan birçok araştırmacı, laboratuvarlarda T hücrelerini değiştirebilmek için Miltenyi Biotec tarafınca yapılmış ekmek yapma makinesi boyutunda bir biyoreaktör kullanıyor. Bazı tıp merkezleri, öteki biyoreaktörleri ve protokolleri kullanan kurum içi T-hücresi üretim platformları kurmuştur.
Sadece FDA, tıp merkezlerine ve bilimsel niteliği olan kurumlara, hücreleri ticari kullanım için üretme onayı vermedi ve ne Sadelain ne de Westin, bunun kısa sürede olmasını beklemiyor.
CAR T hücre tedavisinin tek dezavantajı maliyet değildir. Yan etkisinde bırakır yaşamı tehdit edici olabilir – Chu’ya bakılırsa hastaların ortalama %2’si tedavi sonucunda ölür.
En sık görülen yan tesir sitokin fırtınasıdır. Sitokinler, bağışıklık sistemini izleyeceği yolu göstermeye destek olan ufak proteinlerdir ve onların varlığı, bağışıklık sisteminin çalmış olduğu anlamına gelir. Sadece kimi zaman tedaviler, mide bulantısı ve alevden organ yetmezliğine kadar değişen neticelerle bağışıklık sistemini aşırı hıza sokar.
Tedaviye potansiyel olarak toksik cevap, nerede uygulanabileceğini belirlemiştir. Westin, “Birisi fena yan etkisinde bırakır alırsa, bu tarz şeyleri yönetebilecek ve kurabilecek bir yerde olmalı” dedi. “Göğüs kanseri yada akciğer kanseri tedavisi vermeye alışkın bir yer – potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir yan etkinin iyi mi yönetileceğini deneyimlemiyorlar.”
Westin, bundan dolayı tedavinin, bakımı denetlemek için uzmanların bulunmuş olduğu ortalama 150 nakil merkezinde mevcut bulunduğunu söylemiş oldu.
Bu, en yakın nakil merkezinden minimum otuz dakika uzaklıkta yaşayan Amerikalı yetişkinlerin kabaca yarısı için bir erişilebilirlik problemi yaratıyor. Chu, “Bu hastalar oldukça şey yaşadılar” dedi. “Onlardan birazcık daha ileri gitmelerini istemek, bazı durumlarda ruhsal cephede, finansal cephede yada toplumsal cephede oldukça ileri bir adımdır.”
BeHanna için durum buydu. Başka bir klinik araştırmaya katılmak istemedi. Sadece kocası Chris, ilkin tedavi hakkında data edinmek ve arkasından doktoruna lobi yapmak için oldukça uğraşmıştı. “İşe yaramazsa bana eve gidebileceğime yemin etti ve tek umursadığım buydu” dedi. “İşe yaramasını beklemiyordum.”
T hücrelerinin genetiği değiştirilecek kadar sıhhatli olduğundan güvenilir olmak için BeHanna’nın daha çok kemoterapi görmesi gerekiyordu, bu da Houston’da daha çok süre anlamına geliyordu. Aferez ile CAR T hücrelerinin infüze edilmeye hazır hale gelmesi içinde ortalama bir ay geçti. “Hücrelerimi geri aldığımda hakikaten oldukça hastaydım ve işe yarayıp yaramadığı umurumda değildi” dedi.
İnfüzyondan sonraki ilk birkaç gün süresince BeHanna kendini iyi hissetti. Sadece üçüncü yada dördüncü günde, nörolojik işlevini kontrol eden rutin bir takım sual sorulduğunda, açıkça nörotoksisite yaşıyordu – bir çok hastada kendini tersine çeviren bir yan tesir. Ateşi terfi etti. Sitokin fırtınası başlamıştı. CAR T hücre koğuşundan yoğun bakım ünitesine alındı.
Birkaç gün sonrasında aklı başlangıcında fakat zayıf bir halde uyandığında, hatırlayabildiği tek şey Chris’e “bir sürü fena, korkulu şey” söylediğiydi.
BeHanna, yoğun bakım ünitesinde uyanıp karnına dokunmak için uzandığı ilk anları anlatırken ağlamaya başladı. “Karnıma dokunabildiğimi hatırladığım sürece ilk kez benim için açıktı ve zor değildi” dedi. “Tümörün uzaklaştığını hissedebiliyordum.”
Ekim 2019’da görmüş olduğu tedaviden ilkin, bir tarama vücudunda tümörler gösterdi: koltuk altlarında, göğsünde, karnında ve kasığında. Kasım ayı sonlarında, Şükran Günü civarında, BeHanna başka bir tarama yapmış oldu.
“Asla tümörüm yoktu” dedi. “Gerçeküstüydü.”
BeHanna hayatta olduğundan minnettar, sadece hastaların kanserlerini bu kadar etkili bir halde ortadan kaldırabilecek bir tedaviye devam etmelerine izin verilmeden ilkin oldukça sayıda sert kemoterapiden geçmeleri gerektiğinden hayal kırıklığına uğradığını söylemiş oldu.
“CAR-T birazcık kaba,” dedi, fakat “benim için zor olmadı zira hiçbirini hatırlamıyorum. Riske atmaya hazır olduğum bir şeydi zira ya CAR-T yaparsın ya da eve gider ve ölürsün.”